05 Ağustos 2008
rektörlerimiz seçildi çok şükür...
Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe atandı. üniversitedeki seçimde 297 oyla birinci olan türban karşıtı bildiri yayınlayan üniversitelerarası kurul başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın değil...
Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç atandı. üniversitedeki seçimde 148 oy alan Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Naime Canoruç değil...
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Füzün atandı. üniversitedeki seçimde 564 oy alarak Mehmet Füzün'ü üçe katlayan Prof. Dr. Sedef Gidener değil...
Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Rıza Ayhan atandı. üniversitedeki seçimlerde 732 oy alıp en yakn rakibine 348 oy fark atan eski rektör Prof. Dr. Kadri Yamaç değil...
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Muhammed Şahin atandı. üniversitedeki seçimlerde 362 oy alan Prof. Dr. Hüseyin Faruk Karadoğan değil...
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hüseyin Akan atandı. üniversitedeki seçimde 262 oyla birinci olan Prof. Dr. Murat Aydın değil...
Uludağ Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Medet Mete Cengiz atandı. üniversitedeki seçimde 254 oy alarak birinci olan Prof. Dr. Merih Yurtkuran değil...
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İsmail Yüksek atandı. üniversitedeki seçimlerde 211 oy ile birinci olan Prof. Dr. Durul Ören değil...
*************************************
bu atamaları gerçekleştiren sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün partisi AKP seçimlerden yüzde 47 oy alarak birinci çıktıklarını ve halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini savunuyor...
ilginç...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
türkiye'de anayasa hukuku açısından bakıldığında bize parlamenter rejimle ilgili öğretilen ilk şey ''cumhurbaşkanının sorumsuz, başbakanın ise sorumlu kanat'' olduğu idi. yargıyla ilgili bütün önemli mevkileri ataması, yök başkanını seçmesi, rektörleri tayin etmesi gibi pekçok önemli göreve sahipken üstelik bunları ''tek başına'' yapmak gibi muazzam bir güce sahipken anayasada ''cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler yargı denetiminin dışındadır.'' maddesi yer alınca cumhurbaşkanı gerçekten ''sorumsuz'' oluyor ama ortaya bir de adaletsizlik çıkıyor. bu kadar önemli yetkilerle donatılmış birinin yaptıklarının bu derece denetimden uzak olması daha da sinir bozucu. cumhurbaşkanı gerçekten anayasada söylendiği gibi ''tarafsız'' olsaydı belki bu adaletsizlik bir nebze azalabilirdi ama bu kararlar ve verilen - verilecek diğer kararlar tarafsızlıktan zerre kadar söz edemeyeceğimizi gösteriyor malesef.
partinin kapatılma davasının sonuçlanmasından önce ne yapacaklarının tartışmak için parti başkanıyla gizli gizli buluşan bir cumhurbaşkanından söz ediyoruz...cumhurbaşkanının tarafsız olmadığı ve akpye bağlı olduğu aldığı çok açık... bu durumda demokrasiden söz edilemez. cumhurbaşkanı tbmm'nin aldığı kararları denetlemesi gerekirken, şu an sadece onların sallabaşçısı olmuş durumda. aynı şey yaptığı atamalar için de geçerli. cumhurbaşkanının atama konusunda tam yetkisi yoktur, sadece önüne gelen listeden istediğini seçme hakkı vardır, ama akp her yerde kadrolaştığı için, devletin bütün organlarını ele geçirdiği için, önüne gelen liste de adil değil...
Yorum Gönder