19 Temmuz 2008

trt ve sansürcü zihniyet

efendim bir önceki yazıda bahsetmiştim böyle bir yazı yazacağımdan...

dün gece trt2 de izledim 'kirazın tadı'nı... bu filmde çoğu izleyicinin gözünden kaçabilecek çok önemli ve küçük bir ayrıntı vardı. açıklıyım...

efendim filmde kahramanımızın arabaya aldığı bir asker vardı. trt'nin dublajına göre bu asker kendisinin azeri olduğunu söylüyordu. buraya kadar herşey normal. tabi filmin orjinalinde askerin kürt olduğunu bilmiyorsanız... evet, trt aslında ben kürdüm diyen askeri azeri olarak tanıtıyordu biz sinemaseverlere...

bir film özgün bir sanat eseridir. bir tablo gibi, ya da bir heykel gibi. bu eseri halka gösteren kişi ya da kurumun bu eserin en ufak bir yerini değiştirmesine hakkı yoktur. madem değiştirceksin göstermezsin.

kürt yerine azeri demek küçük bir ayrıntı,evet.hatta filmde hiçbir önemi yok. ama bence bunun michelangelo'nun davut'una don giydirmekten hiçbir farkı yoktur. çünkü bir eserin bütünlüğü önemlidir.

hadi bu olayın sanatsal ya da emek boyutunu geçtim. ama düşününce bile bu olaya bir anlam veremiyorum. hadi sen orda kürt kelimesini sansürledin noldu? kürt sorunu bitti mi?? dünyada kürtler yaşamıyor mu?? kafasını kuma gömen devekuşu misali...

neyse uzatmıyım... gereksiz bir konu. türkiyenin kanalında küçük bir sansür olayı... sansür heryerde zaten...

2 yorum:

sinem dedi ki...

hahah dün şener şen - kemal sunal karşılıklı diyaloğunda "hıyar"ı sansürlemişler yav. hıyar! ondan önce de deniz seki'nin dekoltesini gösterdiler. sen deniz seki'nin iğrenç dekoltesini göster, masum bir "küfür bile olmayan" hıyarı sansürle. hıyar trt!

getabbaaww dedi ki...

onlara yine alıştık da kürt kelimesinin sansürlenmesini anlayamadım ben...